Over 10 years we help companies reach their financial and branding goals. Engitech is a values-driven technology agency dedicated.

Gallery

Contacts

411 University St, Seattle, USA

engitech@oceanthemes.net

+1 -800-456-478-23

Aile Hukuku

Aile hukuku, aileyi ilgilendiren birçok konuda başvurulan hukuk dalıdır. Aile hukukunu ilgilendiren bazı konular arasında boşanma, mal paylaşımı, soy bağı, velayet, nafaka, vesayet yer alır. Bu hukuk dalı medeni hukuk kapsamında ele alınır. Bu konuların dışında da aile ile ilgili olarak ortaya çıkabilecek farklı problemlerde yine aile hukukundan yararlanıldığı görülmektedir.

Sosyal bir müessese olan aile, kadın ve erkeğin bir araya gelerek oluşturduğu toplumun en küçük yapı taşıdır. Toplumun şekillenmesinde ve sağlıklı bir işleyişe sahip olmasında ailenin özel ve önemli bir yeri bulunur. İnsanın fıtratında var olan aile kurma ihtiyacı aynı zamanda ahlaki ve sosyal düzenin şekillenmesine de katkı sağlar.

Aile hukuku bu açıdan önemsenmesi gereken bir konudur. Devlet, kişileri aile kurarken hür iradeleri ile baş başa bırakır. Bundan dolayı da aile kurma kararı çiftlerin ortak fikrine göre alınabilir. Ailenin herhangi bir sebepten sonlandırılması gerektiğinde ise devlet tarafların iradesini yeterli görmez.

Bu durumda da bireyleri devlet kurumlarına başvurmak zorunda bırakır. Bunda etkili olan sebepler ailenin toplumsal yaşam için taşıdığı önemde saklıdır. Kişilerin aile içerisinde çeşitli sebeplere bağlı olarak boşanma kararı alması bu müessesenin sonlandırılması için yeterli olmaz.

Eşler devlet kurumlarına müracaat etmek zorundadır. Aile birliğinin temelden sarsıldığı düşünüldüğünde, eşlerin bir arada olmak istememeleri durumunda mahkemeler aracılığı ile evlilik birliğini sonlandırması gerekir.

Aile hukuku söz konusu olduğunda eşlerin ayrılma nedenleri arasında şiddetli geçimsizlik, aldatma, aile birliğinin temelden sarsılması gibi birçok neden öne sürülebilir. Bu durumda tarafların Aile Mahkemesine müracaat etmesi gerekir.

Aile hukuku kapsamı içerisinde yer alan boşanma davaları anlaşmalı ya da çekişmeli olarak adlandırılan davalardır. Bu davaların kısa sürede sonuçlanması eşler arasında anlaşma sağlanması durumunda mümkün olurken eşlerin anlaşamadığı dava süreçleri daha uzun soluklu olur.

Boşanma Hukuku

Aile hukuku, medeni hukukun kapsamında değerlendirilirken aileyi ilgilendiren konular arasında boşanma davaları da yer alır. Eşlerin çeşitli sebeplerle anlaşamadığı durumlarda boşanmak istemeleri kaçınılmaz olur.

Bu durumda Aile Mahkemesine dava açılması gerekirken tarafların birlikte anlaşarak hareket etmesi de mümkündür. Bazı durumlarda ise eşler arasında yaşanan anlaşmazlıklar sonucunda çekişmeli boşanma davası olarak adlandırılan dava türlerine şahit olunur.

Aile hukuku ile ilgili olarak boşanma davası açılacağı zaman taraflar mal bölüşümü, velayet veya nafaka gibi konularda ortak karar alabilirler. Bu tür bir ortak kararın dava açılacağı zaman mahkemeye sunulması gerekirken bu sayede dava sürecinin hızlanması sağlanır.

Çekişmeli boşanma davalarında tarafların talepleri olabilmekte ve dava süreçlerinde çeşitli delillere gereksinim duyulabilmektedir. Boşanma davası sürerken aile birliğinin devam ettiği esasından hareket edilir. Bu durumda da mağdur olan tarafın mağduriyetinin giderilmesi amacıyla hâkim nafaka bağlamayı uygun görebilir.

Aile hukuku içerisinde yer alan boşanma davalarında çekişmeli olarak yaşanan süreçlerde mahkeme, talebi olan taraflardan delil sunmasını isteyebilir. Ayrıca boşanma davalarında varsa çocukların durumu da mahkemeyi ilgilendiren konular arasında yer alır.

Boşanma davalarının bir diğer önemli özelliği de tanıklara ihtiyaç duyulmasıdır. Hâkimin karar verirken tanıkların ifadelerini de dikkate aldığı görülürken ayrıca kanıtların da mahkemeye sunulmuş olması karar sürecini etkiler.

Aile hukuku söz konusu olduğunda boşanmanın sosyal yönünün yanında hukuki yönü de ele alınır. Kanunlara göre evlilik müessesesi oluşturulurken yaşam boyu sürmesi planlanabilir. Bu kurumun sonlandırılması gerektiğinde keyfiyetten bitirilmesi ise istenmeyen bir durumdur. Bu sebeplerle de kanun koyucu aile birliği sonlandırılmak istendiğinde geçerli nedenlere dayandırılmasını talep eder.

Boşanma davalarını ilgilendiren konularda bazı ilkelerin varlığına ihtiyaç duyulur. Boşanma davalarının dayanağı olan ilkeler arasında kusur ilkesi, irade ilkesi, elverişsizlik ilkesi, temelden sarsılma ilkesi ve eylemli ayrılık ilkesi yer alır.

Aile hukuku içerisinde yer alan boşanma davalarında yer alan tanıklar davalar sırasında bilgilerinden yararlanılan 3. Kişilerdir. Bu şahıslar verdikleri beyanlar neticesinde mahkemeye katkı sunarlar. Bundan dolayı da mahkemeye sunulan önemli deliller arasında tanıklar da yer alır. Tanık olarak gösterilebilecek kişiler konusunda bir kısıtlama bulunmazken herkes bu görevi yerine getirebilir.

Mahkeme görüleceği zaman hazırlanan dosyada tanıklara da yer verilmiş olması gerekir. Tanık listeleri de mahkemeye bir defa olmak üzere sunulur. Dava dosyasının içerisinde yer alması gerekenler arasında tanık listeleri de bulunur.

Aile Hukuku Hukuki Danışmanlık

Aile hukuku konusunda bir danışmanlık alınacağı zaman bu konuda deneyim sahibi avukatlarla çalışmak hak kaybı yaşanmaması açısından önerilen bir durumdur. Aile birliğinin temelden sarsılması ile açılacak boşanma davaları dışında da aile hukukunu ilgilendiren birçok dava olabilir.

  • Aile hukuku içinde yer alan davalardan biri de velayet davalarıdır. Bu tür davalar çocuğun durumu ile ilgili olurken çocuğun yararının tesis edilmesi üzerine şekillenir. Çocuğun gelişmesi ve korunması ana babanın sorumluluğundadır. Çocukların bakımı, eğitimi, çeşitli ihtiyaçları ana babanın yükümlülüğü altında yer alır.
  • Eşlerin ayrılma kararı alması durumunda mahkemeleri ilgilendiren durumlar arasında çocuğun velayeti de yer alır. Velayet ana baba için hak ve yükümlülük olarak kabul edilir. Bu tür davalarda çocuğun yararı ana babanın yararının önünde ele alınır.
  • Çocuk açısından bakıldığında ergenlikle birlikte velayet ortadan kalkmaktadır. Velayet hakkı kimdeyse bu hak kişiye sıkı sıkıya bağlıdır. Bundan dolayı da devredilemez ya da vaz geçilemez. Evlilik bağı çocuk üzerinde ana babanın ortak velayet hakkına sahip olmasına yol açar. Bunun yanında boşanma gerçekleştiğinde ise mahkeme velayetin kimde olacağına karar verir.
  • Aile hukuku içinde değerlendirilen velayet davalarında çocuğa ait malların iradesi, çocuğun yaşamının düzenlenmesi, nerede yaşayacağının kararlaştırılması ve eğitimi ile ilgili konularda karar alınır. Mahkeme boşanma davaları sırasında çocuğun ana babası ile olan ilişkisini düzenleme yolunu tercih eder. Mahkemenin asıl amacı çocuğun anne ve babasının ayrılmış olsalar dahi onlarla olan ilişkisini sağlıklı bir biçimde yürütebilmesidir.
  • Çeşitli sebeplere bağlı olarak gerçekleşen boşanma davaları ve velayet davaları sırasında eşler karşı karşıya gelmekte bu durumda da çocuğun yararının göz ardı edilmesi mümkün olabilmektedir. Bu durumda da hâkimin çocuğun yararını gözeterek karar vermesi gerekli olur.

Aile hukuku, Türk Medeni Kanunu esas alınarak düzenlenir. Aile Mahkemeleri aracılığı ile de bu konuda çıkabilecek anlaşmazlıkların çözümlendiği görülür. Aile Mahkemesinin olmadığı yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemelerine başvuru yapılması gerekir.

Eşler boşanma kararı aldıklarında hazırladıkları boşanma dilekçesi ile yetkili ve görevli mahkemelere müracaat etmek zorundadırlar. Bu başvuru sırasında profesyonel bir danışmanlık alınması hukuki sürecin iyi yönetilmesi adına gereklidir.

Aile hukuku içerisinde yer alan konular; evlilik, boşanma, velayet, nafaka, evlat edinme, vesayet gibi başlıklar altında değerlendirilir. Bu tür konularda hukuki danışmanlık almak kişilerin hak kaybı yaşamaması adına gereklidir. Mahkeme süreçlerinin uzun olabilmesi ve hukuk biliminin karmaşık yapısı nedeni ile bu konuda uzmanlığı olan avukatlarla çalışmak daima yarar sağlar.

Ailenin toplumun en küçük yapı taşı olması onun önemini arttıran özelliklerinden biridir. Aileyi ilgilendiren konularda ortaya çıkan anlaşmazlıklarda deneyimli hukukçulara danışılması oldukça önemlidir. Bu sayede problemlerin kısa sürede sonuçlandırılması mümkün olur.

Aile hukuku ile ilgili olarak birçok konu bulunurken bunlar arasında evlilik dışı çocuklar, aile içi şiddet, çocuk istismarı gibi daha pek çok başlıktan söz etmek gerekir. Bu konuların kapsamlarının genişlemesi ise farklı hukuk birimlerinin devreye girmesine yol açar. Bu sebeplerle de geniş bir çalışma alanından söz etmek doğru olur.

Boşanma Avukatı

Boşanma davaları ailenin temelden sarsıldığı durumlarda ortaya çıkan dava türleridir. Çekişmeli ya da anlaşmalı olarak görülebilen bu davalarda tarafların karşılıklı olarak yaşadığı problemler sonucunda aile birliğinin sonlandırılması amacı güdülür.

  • Eşlerin asgari müştereklerde anlaşması durumunda anlaşmalı boşanma davalarından söz etmek doğru olurken bu tür davalar hem kısa sürede sonuçlanır hem de tarafların ortak kararına göre hareket edilir.
  • Anlaşmalı boşanma davası dahi olsa hâkim tarafların özgür iradeleri ile verdikleri bu kararları bir de kendi ağızlarından dinlemek ister. Bundan dolayı da eşlerin dava sırasında birlikte hâkim huzurunda sözlü beyanına ihtiyaç duyulur.
  • Hâkimin bu kararın baskı altında verilmediğine dair kanaat getirmesi için bu uygulama yapılırken eşlerin karşılıklı ifadeleri burada esas alınır. Bundan dolayı da önceden hazırlanmış ve tarafların karşılıklı anlaşmalarını beyan eden dilekçe ile Aile Mahkemesine başvuru yapılır.
  • Anlaşmalı davalar kısa sürede neticelenebilen dava türleri arasında yer alır. Çekişmeli boşanma davaları ise daha karmaşık süreçleri içerir. Bu davalarda delil talebi gerekli olabilir. Bu durumda da tanık beyanlarına ihtiyaç duyulur.

Ayrıca boşanma davası açılacağı zaman Aile Mahkemesine başvuru yapılması ve dilekçe verilmesi gerekir. Boşanma davası dilekçesi hazırlanırken bu konuda deneyim sahibi bir boşanma davası avukatı ile iletişim kurulmalıdır.

Bu sayede alınacak danışmanlık sonucunda kişilerin hak kaybı yaşaması engellenirken ayrıca zamandan da kazanılır. Boşanma davalarına konu olan tazminat talepleri de bu davaları ilgilendiren gelişmeler arasında yer alır.

Boşanma davalarının ardından oluşacak tazminat talepleri dava açılarak neticelendirilebilir. Bunun için de tazminat talep eden tarafın kusursuz ya da az kusurlu olması dikkate alınır. Tazminat hesaplaması yapılırken de toplumun genel yapısı ve şartları göz önünde bulundurulur.

Eşlerin karşılıklı olarak imkanları da dikkate alınanlar arasındadır. Ortak malların idaresi ve çalışma koşulları gibi pek çok konu bu süreçte incelenerek hareket edilir. Tazminatın alınabilmesi içinse kararın kesinleşmesi koşulu bulunur. Her davanın kendine özgü tarafları bulunurken eşlerin yaşam koşulları da birbirinden farklı olur. Bundan dolayı da bu tür tazminat taleplerinde belirli bir rakamdan söz etmek yanlış olur.

Tazminatın kusurlu olan taraf için uygulandığı görülürken ayrıca boşanma davalarının ardından nafaka davaları da gündeme gelir. Nafaka türleri de yoksulluk, iştirak veya tedbir nafakası gibi adlarla bilinir.

Yoksulluk nafakasında taraflardan birinin yoksulluğa düşmesi durumunda uygulama yapılırken iştirak nafakası söz konusu olduğunda çocuklara ödenen maddi destekten söz edilir. Tedbir nafakası ise dava sürerken çocukların ihtiyaçlarının aksatılmaması için düşünülen nafaka türüdür.

Boşanma davaları kapsamlı oluşları ile dikkat çekerken uzun soluklu davalar arasında yer alırlar. Anlaşmanın gerçekleşmemesi bu davaların kapsamını da genişletebilirken bu durumda da hukuki danışmanlık alınması önerilen bir durumdur.

Aile hukuku kapsamında yer alan boşanma davalarının ardından ortaya çıkabilecek çeşitli problemlerin çözümlenmesi için de yeni dava türlerine ihtiyaç duyulabilir. Bundan dolayı da hak kayıplarının önüne geçilebilmesi açısından boşanma avukatına danışmakta her zaman yarar görülür. Boşanma davaları ile ilgili olarak bilinmesi gerekenlerden biri de kişilik haklarının zedelenmesi durumunda açılabilen manevi tazminat davalarıdır. Boşanma davasının sonuçlanmasının ardından bir yıllık süre içerisinde bu tür davaların açılabilmesi de mümkündür.

Call Now Button