Over 10 years we help companies reach their financial and branding goals. Engitech is a values-driven technology agency dedicated.

Gallery

Contacts

411 University St, Seattle, USA

engitech@oceanthemes.net

+1 -800-456-478-23

İcra ve İflas Hukuku

İcra ve iflas hukuku alacaklı ve borçlu taraf arasında ortaya çıkan uyuşmazlıklar söz konusu olduğunda baş vurulan hukuk dalıdır. Toplumsal yaşamın düzenlenmesi için kurallar çerçevesinde hareket edilmesi bir zorunluluktur. Toplum nizamını sağlayan ise hukuk kurallarıdır. Hukuk bilimsel bir disiplin olması nedeni ile kendine özgü yapısı ile dikkat çekerken çeşitli problemlerin çözümlenmesinde ondan yararlanılır.

Bu hukuk dalında icra organlarının gerçekleştireceği cebri icra faaliyetlerine rastlanır. Borçluya karşı gerçekleştirilen bu işlem icra takibi olarak adlandırılırken icra daireleri tarafından bu işlemler yürütülür. Alacaklı ve borçlu taraf arasında ortaya çıkabilecek anlaşmazlıklarda başvurulabilecek merci mahkemelerdir. Bu tür davalarda borçlu taraf alacaklıya borcunu ödemekle yükümlü tutulur. İcra davalarının önemli bir özelliği devlet eliyle borçlunun taşınmazlarına el konulmasıdır.

İcra davaları iki başlık altında ele alınır. İlamlı icra takibi ve ilamsız icra takibi. İcra davalarına konu olanlar alacaklı, borçlu, icra organları ve 3. Kişilerdir. İcra takibi yapılacağı zaman bu işlemler için de iki türlü hareket edildiği görülürken davanın şartlarına bağlı olarak bu yöntem belirlenir. İcra ve iflas hukuku karmaşık yapısı ile dikkat çeken dava türleri arasında yer almaktadır. Bundan dolayı da kişilerin haklarının doğru savunulması oldukça önemlidir. Avukatlar aracılığı ile temsil edilmek bu tür davalarda hak kaybı yaşanmaması adına önemli bir ayrıntıdır.

Bu hukuk dalı borçlunun borcunu ödemediği durumlarda başvurulan kanun yolunu içermektedir. Alacaklı açısından borcun nasıl tahsil edilebileceğini göstermesi nedeni ile çeşitli süreçleri ihtiva eder. Bu hukuk dalında borçlu aleyhine icra takibi yapılabilirken iflas yoluyla da takip işlemleri yapılabilmektedir. Borcunu ödemeyen borçlunun taşınır taşınmaz mallarına devlet tarafından el konabilir.

Alacaklının talep etmesi ile ortaya çıkan bu durum borçluya karşı hukuki sürecin başlatılması ile şekillenir. Borç ve alacaklara ilişkin düzenlemeler söz konusu olduğunda hukuk kurallarına ihtiyaç duyulurken bu konu oldukça kapsamlı olarak ele alınır.

İcra ve İflas Hukuku Nedir?

İcra ve iflas hukuku borcunu ödemeyen borçlu ile alacaklı arasında ortaya çıkan sorunların çözümlenmesi için devreye girer. Borçlu kişi borcunu vaktinde ödemediğinde kanunlar karşısında bazı yaptırımlara maruz kalır. Bu yaptırımların uygulanması için de hukuk kurallarına gereksinim duyulur.

Borçlu kişinin yükümlülüklerinin yanı sıra alacaklının hakları da bu kanunlar çerçevesinde belirlenir. İcra takibi yapılacağı zaman geçerli olan yasaların doğru bilinmesi bu tür davaların önemli bir özelliğidir. Bundan dolayı da profesyonel anlamda temsil edilmek için bir avukattan danışmanlık alınması hak kayıplarını engeller.

Takip işlemleri olarak adlandırılan işlemler taraf takip işlemleri ve icra takip işlemleri olarak iki başlık altında ele alınır. İcra organları vasıtası ile yapılan işlemler icra takibi olarak adlandırılır. Borçluya karşı uygulanan bu işlemin amacı alacağın tahsilatıdır.

İcra ve iflas hukuku söz konusu olduğunda kişi haklarının doğru savunulması icap eder. Bu davalarda delil beyanı gerekli olabileceği gibi belgelere bağlı kalınması oldukça önemlidir. Hukuka uygunluk ve profesyonel anlamda savunulmak kişilerin problem yaşamaması açısından önemsenmelidir. Taraflara yapılan işlemlerin taraf takip olarak adlandırıldığı bu davalarda prosedürlere uygun olarak hareket edilir.

İcra ve İflas Hukuku Davaları

İcra ve iflas hukuku genel icra hukuku olarak da bilinir. Bu hukuk dalında devlet gücü ile borçların zorla ödenmesi sağlanır. Borçlu kişilerin mallarına haciz konulacağı zaman ya da iflas kararı verileceği durumlarda borçlular alacaklıdan mal kaçırma eğilimine girebilirler. Alacaklı taraf borçlunun bu tür davranışları karşısında alacağını tahsil etme konusunda sorun yaşayabilir. Tasarrufun iptali davası açıldığında özel hukuktan kaynaklanan alacakların dışında amme borcundan doğan alacaklar da söz konusu olur.

Amme alacakları söz konusu olduğunda ihtiyati tahakkuk, ihtiyati haciz gibi cebri icra işlemleri uygulanabilir. Amme idaresinin yetkisinde olan bu durumda borçlunun malvarlığı ile borçlarından sorumlu tutulduğu görülür. Malvarlığının paraya çevrilmesi ise satış yolu ile olurken bu sayede borçlunun borçları karşılanır.

Alacaklı borçlunun borcunu ödemediği durumlarda alacağını tahsil edebilmek için devletin cebri icar organlarına başvurabilmektedir. Bunun için icra dairesine müracaat gerekir. İcra dairesi üzerinden alacağın tahsil edilmesi için de çeşitli takip yollarının düzenlendiği görülür.

İcra ve iflas hukuku ile ilgili olarak icra teşkilatı diye adlandırılan oluşumda asli organlar icra daireleridir ve burada çalışanlar icra müdürü, icra memurları gibi isimlerle anılır. İcra mahkemeleri de icra dairelerinin asli organı olarak görev yaparlar. İcra teşkilatı söz konusu olduğunda asli organlara yardımcı olan tali icra organlarından da söz etmek gerekirken bunlar genel mahkemelerle birlikte Cumhuriyet savcılıklarıdır. Bunun yanı sıra kolluk kuvvetleri de tali icra organlarıdır.

İcra ve iflas hukuku icra dairelerinin görev ve yetkilerini belirler. İcra ve iflas kanunu yönetmeliğine göre defter tutulması zorunluluk olurken icra iflas dairelerinde dosya tutulur ve bu durum bir kuraldır. Bundan dolayı da icra iflas dairelerinde tutulan tutanaklar aksi ispatlanana kadar geçerlidir. Yazılı delil söz konusu olduğunda icra tutanağının aksi ispatlanabilmektedir. İnsanlar arasında ortaya çıkan alacak verecek meseleleri sebebi ile anlaşmazlık hasıl olduğunda icra iflas hukukunun alanına girilmiş olur.

İcra ve İflas Hukuku Hukuki Danışmanlık

İcra ve iflas hukuku alacaklının alacağını tahsil edebilmesi için çeşitli takip yollarını uygun bulur. Para alacaklarında alacaklı ilamsız takip yoluyla icra takibi başlatabilir. Alacaklı bunun yanı sıra önce eda davası da açabilir. Bu dava sonucunda eline geçen ilama bağlı olarak da icra takibi işlemini başlatabilir.

Alacaklı ile ilgili olarak alacağın rehinle teminat altına alındığı durumlarda ise rehinin paraya çevrilmesi zorunludur. Alacaklının elinde alacağına dair bir belge olmayabileceği gibi buna ilişkin kambiyo senedi, adi senet gibi belgeler olması da mümkündür. Alacaklının elinde belge olmasa dahi borçluya karşı haciz yoluyla takibe girişebilir. Borçlunun ödeme emri gönderildiğinde yasal olarak buna itiraz erme hakkı bulunur. Borçlunun itiraz hakkını kullanmadığı durumlarda alacaklı alacağını tahsil etme şansına sahiptir.

İcra ve iflas hukuku söz konusu olduğunda haciz işleminin başlatılabilmesi koşulların sağlanması ile mümkün olurken alacaklının icra dairesine yaptığı başvuruya borçlunun itiraz etmediği durumlarda haciz işlemi başlatılır. Haciz sırasında borçlu kişi muhatap olarak alınan taraftır.

Haciz işlemi uygulanacağı zaman da eve haciz gelmesi durumunda insanların yaşamsal ihtiyaçlarına haciz uygulanmamaktadır. Eve gelen hacizde lüks kategorisinde değerlendirilen eşyaların haczedildiği görülmektedir. Evdeki altın, para ve benzeri değerli eşyaların yanı sıra beyaz eşyalardan ikinci bir adet olduğunda bunlar da hacze konu olur.

Haciz memurları eve geldiğinde kapının açılması zorunlu olurken aksi takdirde memur görevini yapmakla yetkili olan taraftır. Bundan dolayı da çilingir mahareti ile kapı açılacağından kapının açılmamasının bir hükmü olmaz.

Bu tür davalar açısından hukuki danışmanlık almak önemli olurken kişilerin sahip olduğu hakların en doğru şekilde kullanılması avukatlar aracılığı ile mümkün olur.

İcra ve İflas Hukuku Avukatı

İcra iflas hukuku kapsamında alacaklı alacağını tahsil edemediğinde cebri icra organlarına başvurma hakkın sahiptir. Alacaklının alacağını takip işlemleri uzun süreli olabilir. Borçlunun işlemler sürerken mallarını mal varlığından çıkarmak sureti ile alacaklıdan kaçırabilir.

Kanun koyucu bu durumda alacaklıyı korur. İhtiyati haciz kararı da bu durumda devreye girer. İcra dairesi vasıtası ile bu işlemler yapılabilir. İhtiyati haciz kararı vasıtası ile borçlunun mallarını malvarlığı dışarısına çıkarması engellenir.

Borçlu mallarını 3. Bir kişiye devretmesi durumunda alacaklı tasarrufun iptali müessesesinden yararlanabilir. Alacaklı alacağını tahsil etmek için borçlunun ikametgahında yer alan yer icra dairesine takip talebinden bulunabilmektedir. İcra dairesinin görevi takip talebindeki kayıtları içeren bir ödeme emri düzenlemektir. Borçluya tebliğ edilen bu ödeme emri kanunlara uygun olarak borçluya iletilir.

Borçlu ödeme emri eline ulaştığında kanuni süresi içinde borcu öder ya da buna itiraz etme hakkını kullanır. Borçlu ödeme emrinden itibaren 7 iş günü içerisinde borca itiraz etme hakkına sahiptir. Bu itiraz ödeme emrini gönderen icra dairesine yazılı veya sözlü olarak yapılır.

  • İcra ve iflas hukuku çerçevesinde de icra takibi durmuş olur. Alacaklı kendisine tebliğ edilen itiraz için 6 ay içerisinde icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesine başvurarak itirazın düşürülmesini isteyebilir. Ayrıca 1 yıllık süre içerisinde genel mahkeme aracılığı ile borçluya karşı itirazın iptaline ilişkin dava da açabilir.
  • İtiraz kesin olarak kaldırıldığında ise alacaklı haciz isteyebilir. Bu kanun çerçevesinde beş çeşit haciz kararı olduğu görülür. Haciz işlemi talep edildiğinde borçlunun mallarına haciz konur. Bu haciz türleri ise kesin haciz, ihtiyati haciz, geçici haciz, tamamlayıcı haciz ve ilave hacizdir.
  • Kesin haciz konulduğunda alacaklı borçlunun mallarının satılmasını talep edebilmektedir. Haciz uygulanacağı zaman malların paraya çevrilmesi gerekir. Bunun için alacaklının talebi gerekir. Borçlu talep ettiğinde hacizli malların satışı yapılabilmektedir. Hacizli mallar açık arttırma ile satıldığında buna ihale adı verilir. Haczedilen mallar paraya çevrildiğinde alacaklı veya alacaklılar arasında paylaştırılır.
  • Alacaklı haciz yoluyla takip talebinde bulunduğunda icra dairesinin görevi ödeme emri düzenleyerek borçluya göndermektir. Alacaklı ve borçlu ilişkisinde alacaklı alacağını alamadığında haciz işlemi başlatacağı zaman öncelikle icra dairesi kanalıyla gönderilecek tebligata ihtiyaç duyulur.

İcra ve iflas hukuku bakımından icra takibinin seyri söz konusu olduğunda ise öncelikle işlemlerin başlaması için alacaklının talebine gerek duyulur. İcra dairesinin görevleri arasında alacaklı ve borçlunun menfaatlerini gözetmek de yer alır.

Bundan çıkarılabilecek sonuç ise icra dairesinin alacaklının alacağı kadar malı haczetmekle yükümlü olduğudur. Bundan fazlasını haczetmesi görevi dışında olur. Eve gelen hacizlerde haciz uygulaması sırasında itiraz etme hakkı bulunmazken itiraz hakkının tebligatın tebliğ edildiği süreçte hukuki yollarla yapılması gerekir.

Haciz memurunun eve gelmesi ile görevini yapma süreci başlar. Ev sahibi hacze itiraz edeceği zaman icra dairesine hacze itiraz dilekçesi vermek zorundadır. Haczedilen eşyaların yeddiemin depolarına kaldırılması gerekirken ev sahibi eşyaların evde kalmasını ve yeddiemin uygulaması yapılmasını kabul ederse bu durumda da eşyalar evde kalır. Borçlu borcunu ödediğinde de eşyalar üzerinde bulunan haczin kaldırıldığı görülür.

İcra ve iflas hukuku açısından alacaklı istediği takdirde eşyalar yeddiemin depolarına kaldırılarak borçluya borcunu ödemesi için yasal bir süre tanınır. Borçlu kendisine tanınan vadede borcunu ödemediğinde ise eşyalar satılarak paraya çevrilir.

Alacaklının alacağını en kısa sürede alması için devreye giren icra hukuku özel hukukun bir dalıdır. Borçlu borcunu rızası uyarınca ödemediğinde devlet eliyle alacaklının alacağını tahsil etmesi için icra daireleri devreye girer.

İcra ve iflas hukuku karmaşık bir yapıya sahip olması ile dikkat çekerken alanında deneyim sahibi avukatlara gereksinim duyulur. İcra teşkilatı içerisinde icra daireleri, iflas daireleri, icra mahkemesi yer alır. İcra mahkemeleri davaların görüldüğü mercidir. Bu tür bir suç işleyenlere uygulanan yaptırımlar arasında ise; hapis, adli para cezası, tazyik hapsi gibi çeşitli cezalar vardır.

Call Now Button